Yeni Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Osman Tekinbaş’ın Kızderbent’e Geliş Öyküsü ve Mübadele Anıları
"Gelecek"leriyle Geldiler
Kocaeli'nin Karamürsel ilçesi Kızderbent mahallesinde yaşayan Alioğullarından Osman Tekinbaş, 1924 yılının Mayıs ayında, Hıdrellez günü babası ve ablasıyla birlikte yola çıktığında gelecekte neler yaşayacağını bilmiyordu. Henüz çocuk olan Osman ve ablası, babası İsmail ve köyün diğer büyükleri gibi mübadele sürecinin zorluklarını henüz tam anlamamıştı.
Osman'ın o yıllarda hatırladığı en belirgin şey, Kavala'nın Darova (Kechrokambos) köyünden başlayıp Kızderbent'te sona eren uzun yolculuk ve yeni yurtlarında kök salma mücadelesiydi. Bugün artık mübadelenin Kızderbent'teki son tanıklarından biri olan Osman Tekinbaş, 1915 yılında İskeçe’ye yakın bir Türk köyü olan Darova'da doğmuştu.
Yabancıların Geldiği Gün
Darova, 450-500 haneden oluşan bir Türk köyüydü ve köyde yerli Rum bulunmuyordu. Ancak çevre köylerde Rumlar yaşıyordu. Tütüncülük yapılan ve hayvancılığın daha çok keçi üzerine yoğunlaştığı köyde üç mahalle vardı: Hone, Pınar ve Dere. Her mahallede bir cami bulunuyordu. Osman Tekinbaş, köyde dağdan akan su kaynaklarını, su değirmenlerini ve mahallelerin özelliklerini çocukluk anılarıyla anlatırdı.
Bir gün, Darova'ya Türkiye'den gelen yabancılar oldu. İlk başta kim olduklarını anlamayan köylüler, sonradan onların Trabzon, Samsun’un Bafra ve Erikli köylerinden gelen Türkler olduğunu öğrendi. Trabzonlu kadınların belleri sarılıydı ve bu gelenler kemençe çalarak hayatlarına renk katıyordu. Rumlarla bir yıl kadar birlikte yaşadılar, ancak Osman, İrene adındaki bir Rum kızının kafasını taşla yarıttığı bir çocukluk anısını da paylaşır.
Kara Diken Harmanı
Osman Tekinbaş'ın Darova'da yaşadığı zor anılardan biri de "kara diken harmanı" olarak bilinen eziyetti. Rumların jandarmalarla iş birliği içinde, silah vermeyen Türklerin evlerinin avlusunda dikenlerin üzerine yürütülmesi şeklinde uygulanan bu baskı, köyde büyük korku yaratmıştı. Bu zulme karşı Türkler arasında çete reisleri de ortaya çıkmıştı.
Nihayet beklenen veda günü geldiğinde, Osman ve ailesi köylerinden ayrıldı. Evlerini terk ederken babası bir ineği Rumlara verdi ve ablası ile kendisine elma verildi. Hayvanlar ve eşyalar önce kara yolu ile Türkiye'ye gönderildi. Osman ailesi, jandarmalar eşliğinde nehirden karşıya geçip beyaz çadırlarda kaldıktan sonra, İstanbul Sirkeci'ye ulaştı.
Sirkeci'den Sinop'a Uzanan Yolculuk
İstanbul’da 15 gün kaldıktan sonra Sinop'a doğru yola çıktılar. Sinop'ta Rumlar hâlâ vardı ve onlarla bir süre beraber yaşadılar. Ancak Sinop’u yaşamak için uygun bulmayan aile, sonunda Kızderbent'i keşfetti ve yerleşmeye karar verdi. Gemi yolculuğunda da batma tehlikesi atlattılar, ancak sonunda Karamürsel’e ulaştılar.
Kızderbent’e geldiklerinde köy neredeyse boştu, evler yıkılmış ve doğa köyü yeniden sarmıştı. İlk yıllarda teneke ve çavdar saplarından yapılmış kulübelerde yaşadılar, daha sonra yavaş yavaş evler yapıldı.
Kızderbent’in Doğal Güzellikleri ve Temizliği
Kızderbent, zengin doğası, temiz havası ve berrak su kaynaklarıyla bölgenin en özel köylerinden biridir. Etrafı yemyeşil ormanlarla çevrilidir ve köyün ortasından geçen dere, hem ekosisteme hem de köy halkının günlük yaşamına hayat verir. Burada yetişen bitkiler, hayvanlar ve doğanın sunduğu temiz ortam, köyün sakinlerine huzurlu bir yaşam alanı sağlar.
Modern dünyanın karmaşasından uzak, doğal ve saf bir ortamda büyüyen nesiller, Kızderbent’in bu değerini nesilden nesile aktarmaya çalışmaktadır. Bölgede doğaya zarar vermeden sürdürülen tarım ve hayvancılık, aynı zamanda doğanın korunmasına da katkı sağlar. Bu nedenle Kızderbent, hem tarihi hem de doğasıyla ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunar.
Osman Tekinbaş
23 Nisan 2011 tarihinde Kızderbent'te vefat etti.
Bu Yayına da Bakın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Popüler Yayınlar
Kızderbent’in Sessiz Tanıkları: Yaşlılarla Birlikte Kaybolan Köy Kültürü
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yıllar Sonra Bir Ziyaret Daha: Rum Torunları Kızderbent'te
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Koca Ağa'nın Hatırasına: Toprağın ve Dağların Adamı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in Mübadele Hikâyesi: Drama ve Sarışaban’dan Gelenler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’te “En İyisi Gezmek” – Tarih, Kültür ve Samimi Sohbetler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fulacık ve Kızderbent Halkı RES Projesine Karşı: “Kesinlikle İstemiyoruz!”
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tarihle Yoğrulmuş Bir Köy: Kızderbent’in 1828’den Bugüne Serüveni
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kara Maya Usulü Kefiri Kızderbent’te Üretmeyi Başardı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent'ten Yunanistan'a: Göç Eden Rumların Kültürel Mirası ve Unutulmayan Gelenekleri
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Bilgilendirici bir o kadar da güzel bir röportaj olmuş. Okurken sanki o zamanda ben yaşamış gibi oldum. Nerelerden, ne zorluklarla Kızderbent'e gelmişler.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin. Kızderbent'e ne zor şartlar altında herşeylerini bırakıp gelmek ve sıfırdan hayat kurmak şuan hayal bile edilemez.
YanıtlaSil