Yeni Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in Tarihi ve Büyük Han: Bir Dağ Köyünün Osmanlı'dan Günümüze Yolculuğu
Kızderbent, Hersek ile İznik arasında, tarihi oldukça eski olan ve yalnızca Hristiyanların yaşadığı dağlık bir köydür. Günümüzde Türkiye topraklarında yer almakta olup, eski ismi olan "Kızderbent" hâlâ kullanılmaktadır. Bu yerleşim, Kocaeli ilinin Karamürsel ilçesine bağlıdır.
Kızderbent halkının kökeniyle ilgili anlatılar, hem sözlü geleneklere hem de tarihi belgelere dayanmaktadır. Bu anlatılara göre, Konstantinopolis’in fethinden (1453) birkaç yıl sonra, Ohri ve çevresinden bazı aileler Bitinya bölgesine, yani bugünkü Kocaeli topraklarına göç etmişlerdir.
Göç eden bu aileler, Bizans dönemine ait olduğu bilinen ve sonradan Tekeli Mehmet Paşa tarafından onarılan büyük bir hanın çevresine yerleşmiştir. Bu han, o dönemde Konstantinopolis’i Bağdat’a bağlayan ve günümüzde Arnavut kaldırımı olarak bilinen tarihi cadde üzerinde yer alır. Hanın varlığı, köyün gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Konumu itibariyle farklı kültürlere ve milletlerden gelen insanlara ev sahipliği yapan Kızderbent, tarih boyunca önemli bir geçiş noktası olmuştur. Osmanlı döneminde, bu önemli hanın korunması amacıyla, Osmanlı Devleti tarafından köy halkına özel görevler verilmiştir. Özellikle posta gönderilerini soygunlardan korumak üzere, kadın ve erkeklerden oluşan yirmi kişilik bir muhafız birliği oluşturulmuştur.
Bir gün bu muhafızlar ile eşkıyalar arasında çıkan çatışmada bir kız çocuğu hayatını kaybeder. Onun cesareti, padişaha iletilir ve bunun üzerine köy halkına bir fermanla özel imtiyazlar tanınır. Bu imtiyazlar arasında vergi muafiyeti, silah taşıma izni ve hanın mülkiyeti yer almaktadır.
Bu kahraman kızın anısını yaşatmak amacıyla, köye "Kızderbent" adı verilmiştir. Bu isim, Türkçede "kız" ve "derbent" (geçit veya karakol) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Kızderbent, dört dağ arasında doğal bir geçitte yer alır ve Nikomedia Körfezi’ne dökülen Drakos Nehri bu bölgeden geçmektedir.
Geçmişte ipek böcekçiliğiyle ünlü olan Kızderbent, Bursa’ya olan yakınlığı sayesinde bölgenin ipek kozası ihtiyacını karşılamıştır. Ayrıca keten ve yün iplikten kumaş dokumacılığı da köyde önemli bir geçim kaynağı olmuştur.
Ancak Balkan Savaşları sırasında, 14 Eylül 1920'de köy yakılmış ve kalan halk, yaklaşık iki yıl boyunca Kios’taki bir Yunan kampında yaşamıştır. 1922 yılında gerçekleşen mübadeleyle, köyde yaşayan Rumlar Yunanistan’ın kuzeyine göç etmişlerdir.
Bu Yayına da Bakın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Popüler Yayınlar
Kızderbent’in Sessiz Tanıkları: Yaşlılarla Birlikte Kaybolan Köy Kültürü
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yıllar Sonra Bir Ziyaret Daha: Rum Torunları Kızderbent'te
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Koca Ağa'nın Hatırasına: Toprağın ve Dağların Adamı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in Mübadele Hikâyesi: Drama ve Sarışaban’dan Gelenler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’te “En İyisi Gezmek” – Tarih, Kültür ve Samimi Sohbetler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fulacık ve Kızderbent Halkı RES Projesine Karşı: “Kesinlikle İstemiyoruz!”
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tarihle Yoğrulmuş Bir Köy: Kızderbent’in 1828’den Bugüne Serüveni
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kara Maya Usulü Kefiri Kızderbent’te Üretmeyi Başardı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent'ten Yunanistan'a: Göç Eden Rumların Kültürel Mirası ve Unutulmayan Gelenekleri
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in tarihi ve Büyük Han’ı anlatmanız çok hoş olmuş, geçmişin izleriyle bugünün arasında köprü kuruyorsunuz. Böyle değerli paylaşımlar çok kıymetli, emeğinize sağlık 👏
YanıtlaSil