Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi

Kızderbent'li mübadillerin 1924 öncesi yaşadığı yer Darova'sı 📜 Darova (Kechrokambos) – Tarihî Arşiv Kayıtlarıyla Bir Köyün İzleri Darova (Yunanca eski adıyla Kechrokambos – Κεχρόκαμπος ), Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde birçok belgede adı geçen önemli bir yerleşimdir. Suç kayıtlarından nüfus hareketlerine, mübadele yıllarına ve askerî görevlere kadar geniş bir yelpazede belgelerde yer almıştır. Hatta 1691 tarihli Osmanlı tahrir defterinde, bölge halkı “Evlad-ı Fatihan piyadeleri” olarak kaydedilmiştir. Darova, bugün adını belki sadece yerel haritalarda duyduğumuz bir köy olsa da, geçmişte Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait belgelerde sıkça yer almıştır. Suç kayıtlarından idarî yazışmalara, mübadele süreçlerinden askeri yerleştirmelere kadar birçok başlıkta karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri'nde yer alan Osmanlı ve Cumhuriyet arşiv belgeleri ile 17. yüzyıldaki bir tahrir defterinden elde edilen bilgiler d...

Kızderbent’li Hasan Hoca ve Kesme Şekerleri: Bir Kültürün Manevi Mirası

Kızderbent'li Hasan Hoca ve Kesme Şekerleri
Kızderbent'li Hasan Hoca ve Kesme Şekerleri

Burak Başsayel'in anısıyla Kızderbent'li Hasan Hoca ve kesme şekerleri; söylemesi ayıp, rahmetli babam çok güzel inek bakardı ve nazara pek müsaitti.

Bir gün ineğin göğsü şişti. Annem, "Al oradan bir parça ekmek, git Hasan Hoca'ya okut," dedi. Ben de gittim. Hasan Hoca, aksakallı ve nur yüzlüydü.

"Gel bakalım çocuk," dedi köşesinde oturduğu sedirden seslenerek. Rahlesi ve Kuran’ı önünde duruyordu, yanında ise garip bir şekilde bir çubuk vardı. Ekmeğe birçok şeyler okur, o çubuğu sürterdi. Verdiğimiz ekmeği ineğe yedirdik ve sabahına şişlik yok olmuştu.

İster dua, ister enerji deyin, Hasan Hoca kuvvetli nefesiyle gerçekten etki ediyordu. Hanımıyla birlikte uzun yıllar yaşadılar. Evinin çevresinde sık sık oynardık, içeri bile girerdik. Ancak onun bağırıp çağırdığını, "Ne arıyorsunuz burada?" dediğini hiç duymadım.

Kahvenin önüne karpuz, kavun satıcısı geldiğinde babam, "Al oradan bir tane, Hasan Hoca'ya götür," derdi. Öyle bir saygı vardı ona. Gittiğimizde Ayşe Nene bize kesme şeker verirdi.

Ocak odasının içinde divan sağdaydı ve Hasan Hoca orada otururdu. Vefat ettiklerinde Hasan Hoca 101, Ayşe Nene ise 98 yaşındaydı; ölümleri arasında sadece üç ay vardı. En az 80 yıllık bir birliktelikti bu.

Kambur sırtlar, nurlu yüzler, buruşmuş eller, hürmet ve tabii ki kesme şekerler... Allah ikisini de nurlar içinde yatsın.

Bu Yayına da Bakın

Yorumlar

Popüler Yayınlar