Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi

Kızderbent'li mübadillerin 1924 öncesi yaşadığı yer Darova'sı 📜 Darova (Kechrokambos) – Tarihî Arşiv Kayıtlarıyla Bir Köyün İzleri Darova (Yunanca eski adıyla Kechrokambos – Κεχρόκαμπος ), Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde birçok belgede adı geçen önemli bir yerleşimdir. Suç kayıtlarından nüfus hareketlerine, mübadele yıllarına ve askerî görevlere kadar geniş bir yelpazede belgelerde yer almıştır. Hatta 1691 tarihli Osmanlı tahrir defterinde, bölge halkı “Evlad-ı Fatihan piyadeleri” olarak kaydedilmiştir. Darova, bugün adını belki sadece yerel haritalarda duyduğumuz bir köy olsa da, geçmişte Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait belgelerde sıkça yer almıştır. Suç kayıtlarından idarî yazışmalara, mübadele süreçlerinden askeri yerleştirmelere kadar birçok başlıkta karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri'nde yer alan Osmanlı ve Cumhuriyet arşiv belgeleri ile 17. yüzyıldaki bir tahrir defterinden elde edilen bilgiler d...

1800 Yılında Gebze'den Kızderbent'e Tarihi Bir Yolculuk

Gebze'den Kızderbent'e 1800 Yılında Seyahat
Gebze'den Kızderbent'e 1800 Yılında Seyahat

1800 yılı Ocak ayında, Osmanlı Devleti’nin Mısır seferine katılacak olan bir İngiliz askeri heyet İstanbul’dan yola çıkar. Heyet, General Koehler öncülüğünde; Albay William Martin Leake, Sir Richard Fletcher, teknik ressam Pink ve doğu kültürü uzmanı emekli papaz Dr. Carlyle gibi önemli isimleri içerir. Yanlarında hizmetçiler, postacılar ve yük hayvanları ile birlikte toplam 35 atlık bir kervan oluşturmuşlardır.

19 Ocak sabahı, Üsküdar’dan hareket eden ekip, İstanbul’un sahil yollarını takip ederek Marmara kıyısından Kartal’a ulaşır. Havanın açık ve ılıman olması, seferi kolaylaştırır. Marmara Denizi’nin huzurlu manzarası, Uludağ’ın görkemli silueti ve karşıda Prens Adaları’nın görünüşü, doğaya hayran kalan seyyahlar üzerinde derin bir iz bırakır.

Yol, geniş meralardan ve şehir halkına sebze sağlayan bahçelerden geçmektedir. Kartal’a vardıklarında, buranın küçük bir limana sahip verimli bir bölge olduğunu aktarırlar. Ardından Pendik’e uğrarlar; burada hâlen Yunan kökenli halk yaşamaktadır.

20 Ocak’ta Kartal’dan ayrılan ekip, yaklaşık beş saatlik bir yolculukla Pendik ve Tuzla’yı geçerek Gebze’ye ulaşır. Yol boyunca mavi-beyaz mermer çıkıntıların süslediği zengin doğa manzaralarıyla karşılaşırlar. Bir noktada nargile içen, gösterişli giyimli hizmetçiler eşliğinde yolculuk eden bir mollayla karşılaşırlar.

Gebze, o dönem birkaç Rum evinin bulunduğu küçük bir kasabadır. En dikkat çekici yapısı ise büyük bir selvi korusuyla çevrili, beyaz mermerden inşa edilmiş bir camidir. Bu cami ve hamamlar, Yavuz Sultan Selim’in sadrazamı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Seyyahlar, buranın eski bir Grek yerleşimi olduğunu da belirtir.

Kızderbent'e Yolculuk - 1800
Kızderbent'e Yolculuk - 1800

21 Ocak’ta Gebze’den yola çıkan ekip, sahil boyunca ilerleyerek ormanlık burunlardan geçer ve yol üzerinde sık sık nehir geçişleri yapar. Bu rota boyunca çadır kurmuş ulaşım işçileri, feribotla karşı kıyıya geçenler ve çeşitli köylerdeki saban süren köylülerle karşılaşılır.

Dilburnu civarından geçen ekip, burada bulunan köprülerle nehrin üzerinden defalarca geçer. Nisan-Mayıs aylarını andıran sıcak bir Ocak havası eşliğinde, menekşe, çiğdem ve sümbüllerle bezeli doğada ilerlerler. Güzergâhta, Grek dönemine ait çok kuleli bir kalenin kalıntılarına da rastlarlar.

Akşam saatlerinde, geniş dutluklarla çevrili olan ve o dönemde önemli bir yol güzergâhı üzerindeki Kızderbent köyüne ulaşılır. Kızderbent, Bursa’ya kaliteli meyveler gönderen köylerden biri olarak tanımlanır. Tepenin yamaçlarına kurulmuş üzüm bağları, köye ayrı bir güzellik katar.

Kızderbent’te konaklayan heyet, 22 Ocak sabahı İznik’e doğru yola çıkar. Yolculuk boyunca bir vadiden ilerlerler ve sonunda İznik Gölü’nü ve eski Grek dönemine ait üçgen dikili taşı görerek, yaklaşık 20 mil sonra İznik’e ulaşırlar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar