Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

Kızderbent Barajı’nda Baba–Oğuldan 20 Kiloluk Pullu Sazan Avı

Kızderbent Barajı’nda Baba–Oğuldan Unutulmaz Av: 1 Metre, 20 Kiloluk Pullu Sazan Kızderbent Barajı'nda 1 metre boyunda pullu sazan yakalayan Hakan Askay Kızderbent Barajı , zaman zaman tanıklık ettiği özel anlara bir yenisini daha ekledi. Doğayla iç içe, sessiz bir gece avında Hakan Askay ve oğlu Berkay Askay , yaklaşık 1 metre boyunda ve 20 kilogram ağırlığında pullu sazan yakalayarak unutulmaz bir ana imza attı. Gece Sessizliğinde Gelen Büyük Sürpriz Av, gece saatlerinde, baraj çevresinin neredeyse tamamen sessiz olduğu bir zamanda gerçekleşti. Alın lambalarının ışığında yapılan bu sabırlı bekleyiş, doğanın sunduğu nadir anlardan biriyle sonuçlandı. Suyun içinden yavaş yavaş yükselen dev pullu sazan, hem tecrübenin hem de sabrın karşılığı oldu. Baba ve oğulun birlikte verdiği mücadele, bu anı sadece bir balık avı olmaktan çıkararak nesiller arası bir doğa hatırasına dönüştürdü. Kızderbent Barajı ve Pullu Sazan Kızderbent Ba...

Kızderbent Sokaklarında Büyümek: Çocukluğumuzun İzleri

Kızderbent Sokakları ve Çocukluğumuz
Kızderbent Sokakları ve Çocukluğumuz

Bir yer düşünün... Toprağı sevgiyle yoğrulmuş, bitkileri şefkatle büyümüş, doğası içtenlikle kucaklamış. Kızderbent, işte böyle bir yer. Dağlarında kızılcıklar, ıhlamurlar, meşeler ve çeşit çeşit kuşlar, böcekler vardır. Bitkiler burada bir başka güzel açar, kuşlar sabahı neşeyle selamlar.

Benim çocukluğumun hafızası da bu doğayla örülü. Kızderbent'e dair pek çok ayrıntı hâlâ aklımda: Sokak aralarında koşturduğumuz günler, dere kenarında taş sektirdiğimiz öğleden sonralar, dağların eteklerinde koyun veya inek otlattığımız saatler...

Okulumuzun bahçesi de başka bir dünya gibiydi. Çam ağaçlarının gölgesinde yükselen okul binasının önünde, elimizde futbol topu, akşam ezanına kadar oyunlar oynardık. Oyun demişken, her birimizin farklı bir oyuncağı, farklı bir hikâyesi vardı. Rengarenk misketler, futbolcu kartları, saklambaç, seksek ve daha nicesi...

Çeşmelerimizin suyu bile bir başkaydı. Eğilip kana kana içerdik. Sanki su da çocukluğumuz kadar saf ve serin gelirdi. Mahalle aralarında maçlar yapardık, bisikletlerimizle yokuş aşağı rüzgârla yarışırdık. Eve sadece yemek saatinde dönerdik.

Hatırlıyor musunuz? Ev önlerinde halı yıkayan annelerin yanında yüzlerce genç grup grup volta atardı. Aşağı mahalle - yukarı mahalle arasında yapılan masum tartışmalar, bazen de oyunla sonuçlanan küçük kavgalar... Her sokağın, her köşe başının bir anısı vardı.

Kızderbent sokakları sadece taşlarla örülmüş değil; anılarla, kahkahalarla ve dostlukla örülmüş bir çocukluk diyarıydı. Şimdi o günleri düşündükçe, bir tebessüm beliriyor yüzümde. Çünkü biliyorum ki, bu sokaklar bizi büyüttü, bizi biz yaptı.

Bugünün Çocuklarına Not

Bugün, dijital dünyanın gölgesinde büyüyen çocuklar için belki bu hikâyeler uzak gelebilir. Ancak Kızderbent’in sokaklarında yaşanan o masum ve doğal çocukluk, zamanın ötesinde bir değere sahip. Belki şimdi aynı oyunlar oynanmıyor ama doğa hâlâ orada... Ağaçlar aynı kuşları çağırıyor, çeşmeler aynı serinliği sunuyor.

Unutmayalım: Bir köy sadece evlerden ibaret değildir; orada yaşanan çocukluklar, kurulan dostluklar ve saklanan anılarla var olur. Kızderbent’in sokakları hâlâ o hikâyeleri fısıldıyor. Dinlemeye niyet edenler için...

Bu Yayına da Bakın

Yorumlar

  1. Çocukluğumun geçtiği sokaklarda yeniden adım atmak gibiydi bu yazı, çok duygulandım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

📝 Yorum Politikası:
Kişisel hakaret, argo ve siyasi içerikli yorumlar yayımlanmaz. Bu sayfalarda yer alan tüm yorumlar ziyaretçilere aittir. Yorumların içeriğinden, yorumu yazan kişiler sorumludur. Yorum yapan tüm kullanıcılar bu şartları kabul etmiş sayılır.

Popüler Yayınlar

Etiket Bulutu

Arşiv