Yeni Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
19. Yüzyılda Kızderbent: Osmanlı'da Bulgar Yerleşimi ve Göç Hikâyesi
19. yüzyılda Kızderbent, Osmanlı Devleti'nin Bursa Sancağı'na bağlı bir köydü. Aynı zamanda yazılı kaynaklarda, Anadolu'daki ilk Bulgar köylerinden biri olarak geçmektedir. Malasya (Muhtemelen "Macedonia" ya da Balkanlar) bölgesinden gelen Bulgar yerleşimcilerin oluşturduğu bu köy, dikkat çekici bir sosyal yapıya sahipti.
1807 yılında İstanbul’a (o dönemdeki adıyla Çarigrad) seyahat eden İtalyan gezgin Doktor Salvatori, köy hakkında şu sözleri yazmıştır:
“Nikea’ya ulaşmadan bir gün önce geceyi Kızderbent adında, yalnızca Bulgarların yaşadığı bir köyde geçirdik. Dini baskılar nedeniyle anavatanlarını terk eden Bulgarların yerleştiği bu köyde, 150 civarında aile yaşıyordu. Kadınlar sabahın ilk ışıklarıyla birlikte şarkılar söyleyerek keten işliyorlardı. Ürettikleri ipek, keten ve meyveyle tanınıyorlardı.”
Aynı yıl, Fransız diplomat J.M. de Ankara yolculuğu sırasında Kızderbent’e uğramış ve şu gözlemlerini aktarmıştır:
“Köye ulaştığımızda kadınların özgür davranışları ve erkeklerin hoş sohbetleri bizi şaşırttı. Tuna kıyısında giyilen kostümlerin benzerlerini burada da görmek mümkündü. Köylüler, atalarının yaklaşık bir yüzyıl önce Balkanlar’dan Anadolu’ya, huzur arayışıyla göç ettiğini söylediler. Kadın ve erkekler, tarım ve el sanatlarıyla meşguldü. Kenevir ve mısır, en değerli ürünlerdi.”
1829 yılında İngiliz subay George Keppel, Kızderbent'i ziyaret ettiğinde köyün 100 hanelik bir Bulgar yerleşimi olduğunu not düşmüştür. Yerel rivayetlere göre köy, 18. yüzyılda var olmuş, Başvezir tarafından kadınlarından birine hediye edilen 12 köyden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Bu kadın daha sonra köyü Ermeni bir bankere satmış, o da parçalayarak Türklere devretmiştir.
Keppel, köy halkının misafirperverliğinden etkilendiğini belirtmiş ve onları ağır vergi yükü altında tarım yapan üreticiler olarak tanımlamıştır. Ana geçim kaynakları ipek üretimi olup, limana yıllık 8.000 sentlik vergi ödemekteydiler.
Tanınmış Bulgar tarihçi Konstantin Ireechek ise, köylülerin Momin Geçidi'nden (Momin Pass) geldiğini öne sürer. Ona göre "Kızderbent" adı da Türkçede "geçit koruyan yer" anlamına gelir. Ireechek, köylülerin “yarı Türkçe” konuştuğunu ve asimile olma sürecine girdiklerini belirtir.
Vasil Kançov ise Kızderbent’te 440 ev bulunduğunu ve halkının Ohri bölgesinden göç eden Bulgarlar olduğuna inanır. 19. yüzyılın sonlarına doğru, bölgede artan karışık evlilikler ve çevredeki Türkçe konuşan Rum köylerinin etkisiyle köydeki Bulgarca dili yavaşça zayıflamış ve milli bilinç giderek kaybolmuştur.
Kızderbent’in Lozan Göçü ve Mülteciler
1923’teki Lozan Antlaşması sonrası yapılan nüfus mübadelesi sonucunda, Kızderbent'teki Bulgar asıllı Rum Ortodoks halk Yunanistan'a göç etmek zorunda kalmıştır. Bu göçle birlikte, Kızderbentliler Yunanistan’da çeşitli köylere yerleştirilmiştir:
- Dabovo (Valtudi)
- Orizarci (Riziya)
- Gerakarci (Gerakona)
- Libakhovo (Filirya)
- Kushinovo (Polipetro)
- Doyran’ın Aşıklar köyü (9 aile)
Göç ettikleri yerlerde, Bulgarca ve Türkçenin harmanlandığı konuşma tarzları ve gelenekleriyle dikkat çekmişlerdir. Kızderbentliler, yeni yurtlarında da tarım ve dokumacılık faaliyetlerine devam ederek topluma uyum sağlamışlardır.
Sonuç
Kızderbent, 19. yüzyılda Balkanlardan Anadolu’ya uzanan göç yollarının önemli duraklarından biri olmuş, Osmanlı coğrafyasında huzur arayan Bulgar kökenli halkın yaşam sürdüğü özgün bir köy olarak tarih sayfalarına geçmiştir. Hem üretkenlikleri hem de kültürel çeşitlilikleriyle Anadolu’nun zengin mirasına katkıda bulunmuşlardır.
Bu Yayına da Bakın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Popüler Yayınlar
Kızderbent’in Sessiz Tanıkları: Yaşlılarla Birlikte Kaybolan Köy Kültürü
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yıllar Sonra Bir Ziyaret Daha: Rum Torunları Kızderbent'te
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Koca Ağa'nın Hatırasına: Toprağın ve Dağların Adamı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in Mübadele Hikâyesi: Drama ve Sarışaban’dan Gelenler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’te “En İyisi Gezmek” – Tarih, Kültür ve Samimi Sohbetler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fulacık ve Kızderbent Halkı RES Projesine Karşı: “Kesinlikle İstemiyoruz!”
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tarihle Yoğrulmuş Bir Köy: Kızderbent’in 1828’den Bugüne Serüveni
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kara Maya Usulü Kefiri Kızderbent’te Üretmeyi Başardı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent'ten Yunanistan'a: Göç Eden Rumların Kültürel Mirası ve Unutulmayan Gelenekleri
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
19. yüzyılda Kızderbent’in Bulgar yerleşimi olarak hikâyesi çok etkileyici — köyün geçmişini ve emekle şekillenmiş kültürünü okumak büyük keyifti. Emeğinize sağlık!
YanıtlaSil