Yeni Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent ve Trakatroukika: Dilsel ve Kültürel Bir Mozaik
Kocaeli'nin Kızderbent köyü, geçmişte Bitinya bölgesinde önemli bir konuma sahip olan çok kültürlü bir yerleşim birimiydi. Bu köyde konuşulan dil, Trakatroukika olarak adlandırılan Slav kökenli bir dil olup, zamanla Türkçe, Yunanca ve Arnavutça gibi çeşitli dillerden etkiler alarak zenginleşmiştir.
Trakatroukika’nın Dilsel Özellikleri
Trakatroukika, Slav dilleri ailesine mensup olmakla birlikte, kelime dağarcığında önemli ölçüde Türkçe unsurlar barındırmaktadır. Ancak bu etkiler, henüz dilbilgisel düzeyde bir karma dili tanımlayacak ölçüde değildir. Dilin temel yapısı hâlâ Slavcaya dayanır. Örneğin, 1-4 arasındaki sayılar hâlâ Slavca biçimde kullanılmaktadır. Bu durum, Türkçenin bölgede ticaret dili olarak kullanılmasıyla uyumludur.
Yunanca, Ermenice ve Arnavutça Etkiler
Trakatroukika’da birkaç Yunanca yemek terimi, “teşekkür ederim” ifadesi ve yer adları gibi ögeler yer alsa da, bu durum bölgede geniş çapta Yunanca konuşulduğu anlamına gelmez. Ermenice etkiler olduğuna dair bazı iddialar olsa da, bu konuda kanıta dayalı bir bulgu yoktur. Arnavutça etkiler ise sınırlıdır ve daha çok batıdan gelen göçlerle açıklanabilir.
Kızderbent’in Kuruluşu ve Coğrafi Konumu
Kızderbent, Osmanlı döneminde ticaret yollarını korumak amacıyla kurulmuş bir yerleşimdir. Bu nedenle köy uzun yıllar boyunca vergi muafiyeti gibi imtiyazlara sahipti. Yerleşimin tarihi 16. yüzyıla kadar uzanmakla birlikte, büyük göç dalgaları 18. yüzyılda yaşanmıştır. Köyün bulunduğu bölge, Osmanlı döneminde Balkanlar’dan gelen göçmenlerle sıklıkla iskan edilmiştir. Bu göçler sırasında gelen Slav halklar, Trakatroukika gibi melez dillerin oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Kızderbent'in Etnik Yapısı ve İzolasyonu
19. yüzyıl seyyahlarının bazıları köyü tamamen Bulgar, bazıları ise tamamen Yunan olarak tanımlamıştır. Bu, dönemin siyasi ortamının etkisiyle yapılan kimliklendirme çabalarının çelişkili olduğunu gösterir. Ancak önemli olan, köyde Yunanca konuşan geniş bir nüfusun bulunmadığı ve Türkçeye doğru bir dilsel ve kültürel kaymanın zamanla gözlemlendiğidir.
Kültürel Asimilasyon: Türkçe ve Anadolu Etkisi
Trakatroukika konuşan halk, zaman içinde Türk kültürüne adapte olmuş, Türkçe şarkılar, halk oyunları ve yağlı güreş gibi uygulamalar benimsenmiştir. Bu kültürel değişimin, Türkçe konuşan Hristiyan toplulukların etkisiyle gerçekleştiği düşünülmektedir. Bu durum, Osmanlı’da dil ve kültürün dini kimlikten bağımsız olarak nasıl etkileşimde bulunduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Kimlik Bunalımı ve 20. Yüzyıl Göçleri
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyıl başlarında yükselen milliyetçilik akımları, Kızderbentli Trakatroukidesler gibi Slavofon toplulukları bir kimlik seçimi yapmaya zorladı. Bazı gruplar Yunan kimliğine, bazıları ise Bulgar kimliğine yöneldi. Bu tercihler çoğunlukla bulundukları ülkeye göre şekillendi. 1922’de köyün yakılması sonrası çoğunluk Yunanistan’ın Batı Trakya ve Makedonya bölgelerine yerleşirken, daha küçük bir grup 1891’de Bulgaristan’a göç etmişti.
Trakatroukika'nın Kökenleri ve Benzer Dillerle İlişkisi
Yerli anlatımlara göre, Trakatroukika’nın Slav kökenli kısmı Ohri (bugünkü Kuzey Makedonya) bölgesine dayanır. Bu da dilin Bulgar-Makedon dil sürekliliği içinde yer aldığını, ancak tam olarak biriyle özdeşleşmediğini göstermektedir. Örneğin, su kelimesi Trakatroukika’da “odam”, Bulgarcada ise “voda”dır. Bu farklar, dilin özgün karakterini koruduğunu gösterir.
Bugün Trakatroukika ve Trakatroukides Kimliği
Trakatroukika günümüzde nesli tükenmek üzere olan bir dildir. Yalnızca orta yaşlı bireyler bazı kalıpları hatırlamakta; genç kuşaklar ise dili konuşamamakta ancak bazı sembolik ifadeleri tanımaktadır. Buna rağmen Trakatroukis kimliği yaşamaya devam etmektedir. Yunanistan’daki dans toplulukları ve kültürel dernekler, bu kültürü yaşatmaya çalışmaktadır. Trakatroukidesler, Polypetro ve Nikomidino gibi köylerde yerli Makedon Slavlarıyla iç içe yaşamaktadır.
Sonuç
Kızderbent'in tarihsel gelişimi, dilsel çeşitliliği ve kültürel kimliği, Osmanlı’dan günümüze çok katmanlı ve etkileşimli bir geçmişi yansıtmaktadır. Trakatroukika, sadece bir dil değil, aynı zamanda göç, adaptasyon ve kimlik arayışının somut bir göstergesidir. Bu zengin mozaik, Kızderbent’in Anadolu’daki benzersiz kültürel miraslarından biridir.
Bu Yayına da Bakın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Popüler Yayınlar
Kızderbent’in Sessiz Tanıkları: Yaşlılarla Birlikte Kaybolan Köy Kültürü
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yıllar Sonra Bir Ziyaret Daha: Rum Torunları Kızderbent'te
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Koca Ağa'nın Hatırasına: Toprağın ve Dağların Adamı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’in Mübadele Hikâyesi: Drama ve Sarışaban’dan Gelenler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent’te “En İyisi Gezmek” – Tarih, Kültür ve Samimi Sohbetler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fulacık ve Kızderbent Halkı RES Projesine Karşı: “Kesinlikle İstemiyoruz!”
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tarihle Yoğrulmuş Bir Köy: Kızderbent’in 1828’den Bugüne Serüveni
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kara Maya Usulü Kefiri Kızderbent’te Üretmeyi Başardı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kızderbent'ten Yunanistan'a: Göç Eden Rumların Kültürel Mirası ve Unutulmayan Gelenekleri
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Karıştırmayalım. Bu gün Kızderbentte yaşayanların tamamı 1924 de mübadele ile gelmişlerdir. geç kalınmış bir araştırma. Bu köyün ilk gelenlerinden duyduklarımız var. Şu an mevcut köyümüz halkının burada behsedilenlerle uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur. Kim bu siteyi yönetiyorsa yaş itibarı ile en yaşlılardan bilen duyan ilk gelenlerin anlatımlarından duyulanlar bilinenler nedir bunlar önce araştırılsın. geçmişle yakın tarih karıştırılmasın. Köyümüzde 1924 mübadele ile gelenlerden öne çıkmış isim yapmış kişiler den balayın herkesin bildiği birşeyler vardır canlı tarih olanlarımız vardır. Ben ve benim gibi 70-80 e merdiven dayamış büyüklerden . 10-15 yaşlarımızda iken 60 70 yaşlarında büyüklerimizden duyduğumuz gerçekler var. Kızderbentin yaklaşık 100 yıl geriye canlı tarihini anlatacak insanlarımız var. Selanik Sarışaban nahiyesinin Darovası köünden nasıl hangi yollar ve güzergahlardan geçilerek son durak kızdernbente gelinmiş...Önceki yılların burada yaşayanları ile bizleri karıştırmayın. Bizim dilimizde şive bozukluğu olmasına rağmen temelde genel gerçek Türk dili ile konuşulan yanlış bir çok kelimeler unutuldu konuşulmaz oldu bu nedenle yanlış anlaşılmalara ve tarihe yanlış aksettirilmelere sebep olmayın..
YanıtlaSilLütfü Özayapı. Ben yukarıdaki yazının sahibi olarak ismimi yazmadan paylaşmışım..
Sil