Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

Darova (Kechrokambos): Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bir Köyün Hikâyesi

Kızderbent'li mübadillerin 1924 öncesi yaşadığı yer Darova'sı 📜 Darova (Kechrokambos) – Tarihî Arşiv Kayıtlarıyla Bir Köyün İzleri Darova (Yunanca eski adıyla Kechrokambos – Κεχρόκαμπος ), Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde birçok belgede adı geçen önemli bir yerleşimdir. Suç kayıtlarından nüfus hareketlerine, mübadele yıllarına ve askerî görevlere kadar geniş bir yelpazede belgelerde yer almıştır. Hatta 1691 tarihli Osmanlı tahrir defterinde, bölge halkı “Evlad-ı Fatihan piyadeleri” olarak kaydedilmiştir. Darova, bugün adını belki sadece yerel haritalarda duyduğumuz bir köy olsa da, geçmişte Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait belgelerde sıkça yer almıştır. Suç kayıtlarından idarî yazışmalara, mübadele süreçlerinden askeri yerleştirmelere kadar birçok başlıkta karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda, T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri'nde yer alan Osmanlı ve Cumhuriyet arşiv belgeleri ile 17. yüzyıldaki bir tahrir defterinden elde edilen bilgiler d...

1921 Öncesi Rum Yerleşimi Kızderbent’in Tarihi ve Mübadele Süreci

1921 Öncesi bir Rum Yerleşim Yeri Olan Kızderbent
1921 Öncesi bir Rum Yerleşim Yeri Olan Kızderbent

1921 öncesi bir Rum yerleşim yeri olan Kızderbent’in bugünkü sakinleri, 1924 yılında mübadele anlaşması kapsamında Selanik’ten gelen muhacirlerdir.

İkinci İnönü Savaşı’ndan sonra bölgeyi terk eden Yunan birliklerine katılarak, Mudanya ve Gemlik’ten Kızderbent’e gemilerle giden Rum ahali, bilinenin aksine Bizans döneminden kalan Rumlar değildir.

Tarihçi Halil İnalcık ve ekibinin İstanbul - İznik güzergahını belirleme çalışmaları ile Seyyah Mehmed Haşim’in 18. yüzyıl sonlarında kaleme aldığı Seyahatnamede (İma-yı Törehat-ı Büldanan) belirtildiğine göre, Kızderbent 1700’lü yılların başında, Yunanistan’dan tarım işçisi olarak getirilenler tarafından kurulmuştur.

Daha önce İznik güzergahı Fulacık üzerinden iken, Kızderbent’in kurulmasıyla günümüzde kullanılan güzergah ortaya çıkmıştır. Osmanlıca’da "Derbent" kelimesi "karakol" anlamına gelir.

Fevzi Çakmak camisinin bulunduğu yerde büyük bir han bulunmaktaydı
Fevzi Çakmak camisinin bulunduğu yerde büyük bir han bulunmaktaydı

Seyyah Mehmed Haşim’in aktardığına göre, köyden geçenler, bağda ve bahçede çalışan ya da davarlarının peşinde olan erkekleri görmez; köyde yalnızca kız ve kadınlar bulunurmuş. Bu nedenle köye "Kızderbent" adı verilmiştir.

Köyde, bugünkü sakinlerinin geldiklerinde yaptığı birkaç eski ev dışında, Rumlardan kalan tarihi bir yapı ya da unsur bulunmamaktadır. Muhacirler geldiğinde, yukarı mahalle olarak adlandırılan yerde yanmış ve yıkılmış bir köy bulmuş, köyü kendi imkanlarıyla yeniden imar etmişlerdir.

Yerleşim alanı gelenlerin ihtiyaçlarına cevap vermediği için zamanla aşağı mahalle oluşmuştur. Yukarı mahallede caminin bulunduğu yerde büyük bir han bulunmaktaydı. Bu han yıkılarak yerine cami yapılmıştır. Günümüzdeki Fevzi Çakmak Camisi, 1924’ten beri aynı yere yapılan üçüncü camidir.

Kızderbent’in tarihi, bölgenin kültürel mirasını ve göçlerin izlerini taşıyan önemli bir yerleşim yeri olarak günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Köyün tarihi geçmişi ve mübadele sonrası yeniden şekillenmesi, bölgenin sosyal ve kültürel dokusunu anlamak açısından büyük önem taşır.

Bu Yayına da Bakın

Yorumlar

Yorum Gönder

📝 Yorum Politikası:
Kişisel hakaret, argo ve siyasi içerikli yorumlar yayımlanmaz. Bu sayfalarda yer alan tüm yorumlar ziyaretçilere aittir. Yorumların içeriğinden, yorumu yazan kişiler sorumludur. Yorum yapan tüm kullanıcılar bu şartları kabul etmiş sayılır.

Popüler Yayınlar